ÖZET
Amaç: Nöroendokrin tümörler endokrin sistemin nöroendokrin hücrelerinden oluşan tümör grubunu temsil etmektedir. Bunların çoğu diğer kanserlere kıyasla çok yavaş büyür, belirtilere neden olmaları yıllar sürer ve geç evrede tanı konur. Genetik değişiklikler ile kanser arasında bir ilişkinin varlığı birçok çalışmayla desteklenmiş olup, genomik kararsızlık ile ilişkilendirilmiş belirteçlerin birçok hastalığın erken tanısında kullanılmasının yararlı olabileceği ileri sürülmektedir. Komet tekniği, genomik karasızlık/DNA hasarını test etmek için en sık kullanılan yöntemdir. Bildiğimiz kadarıyla, nöroendokrin tümörlü hastalarda genomik DNA hasarı ilgili herhangi bir veri bulunmamaktadır. Çalışmamızda, komet yöntemi ile tedavi almayan nöroendokrin tümörlü hastalarda olası DNA hasarlarının araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmamız, nöroendokrin tümörler teşhisi konmuş ve herhangi bir tedavi almamış 23 hastada ve bu hastalara benzer yaş ve cinsiyette olan 20 sağlıklı kişide yapıldı. Hasta ve sağlıklı kontrollerden alınan periferal kan örneklerinden elde edilen lökositlerinde DNA hasarı komet assay yöntemiyle belirlendi. Bulgular: Nöroendokrin tümörlü hastalarda DNA hasar oranının sağlıklı kişilere göre önemli seviyede yüksek olduğu bulundu (p˂0.05). Sonuç: Verilerimiz, genomik kararsızlığın nöroendokrin tümörlerin oluşuma katkıda bulunabileceğini göstermektedir. Fakat, sunulan çalışma literatürde bir ilk olduğundan, çalışmamızı desteklemek için daha fazla hasta sayısı ile yapılacak araştırmalara gerek olduğu düşünülmektedir.